Sosyal medya ve Dijitalleşmenin duyguyu ve insana dokunmayı arka plana
bıraktığı ve dünyanın iş ve performans üzerine odaklandığı bir dönemdeyiz.
Zihin çok hızlı çalışıyor.
Zaman çok kısıtlı, odaklanma süresi çok düşük ve rekabet çok fena…
Bugünden geleceğe doğru bir kaostan söz ediyor herkes. Belirsizlik ve negatif
düşünce yapıları, ilerlemeyi engelliyor.
Herkes iş ve sosyal yaşamında geçmiş endişeleri ve gelecek kaygılarıyla
boğuşuyorken, iş ortamında da performans baskısı ile eziliyor.
Destek arayışı, yardım beklentisi toplumda çok yüksek. Hepimiz bir çıkış yolu
arıyoruz.
Konfor alanından uzaklaşmak istemeyen, durumunu kanıksamış, kendisine
yatırım yapmayan bir toplumdan, çok hızlı biçimde değişim ve gelişim için
aksiyona geçme zorunluluğunda olduğunu gören ve ne yapacağını kısmen de
olsa kestiremeyen bir topluma doğru evrilme gerekliliği var.
Peki; ister online, ister yüz yüze; iş görüşmesi, danışmanlık, eğitim, koçluk veya
mentorluk olsun tüm bu süreçlerde insanlarla iletişimde olan bizler için önemli
soru şu.
Negatif zihinde olan, duyguyu kaçırmış ve yolunu kısmen kaybetmiş insanlara
değişim ve dönüşüm yolculuğunda, gelişim ve ilerlemeleri için Nasıl destek
olabiliriz?
Bu bence en kolay soru….
Daha zorları da var elbet.
İletişim kurmadan önceki sorumluluğumuz nedir?
İletişim kurduğumuzda destek bekleyen bir yetişkini nasıl yola davet edeceğiz?
Nasıl Yola ve ilerlemeye ikna edeceğiz?
Düşünce yapısını nasıl değiştireceğiz?
Önce Algısını sonra da farkındalığını nasıl yükselteceğiz?
Tüm kaotik zihin ortamından çıkarıp insanları nasıl ana ve duyguya getireceğiz?
Getirdik diyelim, konunun kişiye ve sorumluluğa ait bir dönüşüm süreci
olduğunu nasıl anlatacağız?
İlerlemenin, disiplin ve sebat gerektiren bir davranış değişikliğine bağlı
olduğunu nasıl bireylere kabul ettireceğiz?
Hayatın, değişim süreçlerine bağlı olduğunu, insanın da bu süreçlere uyum
sağlama ve adapte olabilme sorumluluğunu, disiplin ve sebatla hayata
geçirebilmesi gerekliliğini nasıl anlatacağız?
Tüm değişim süreçlerinin, davranış değişikliğine bağlı bir dönüşüm yolundan
geçtiğini iletişim kuracağımız insanlara nasıl aktaracağız?
Nasıl davranış değişikliği yaratacağız?
Dönüşümün gereklilik değil zorunluluk olduğuna insanları nasıl ikna edeceğiz?
Daha pek çok soruyu ilerleme ve geleceği şekillendirme sürecinde ortaya
getirmeli ve insanları bu yolculuğa hazırlamalıyız. Bu süreç, farkındalığı olan tüm
geleceği şekillendirenler için önemli sorumluluklar yüklüyor.
Peki, biz bu sorumluluğun farkında mıyız? Ya da ne kadar farkındayız.
Çünkü çok zor bir yolculuktan bahsediyorum. İnsana davranış değişikliği
yaptırmak evet bu birinci zorluk. Daha zoru ise ‘’Davranış değişikliği yapabilme
becerisi’’ni iletişimde olduğumuz tüm bireylere kazandırmak olacak.
Bu nihai sonuç.
Bu sonuca giden yolun en başında bizi bekleyen konuya dönersek; dönüşüm
farkındalığı kazandırmak, bunun için algıyı yükseltip geleceği gösterebilmek,
yolu tarif edip zorlukları açıkça ifade edebilmek, bu zorlu sürece girmenin
değişim için zorunluluk olduğunu net biçimde ifade etmek, öncesinde bu
yolculukta bir deniz feneri olarak desteği sınırsızca insanlara sunacağınızın
garantisini verebilmek, birlikte yürünecek bu yolculuğa ve değişime bireyleri
davet etmek, yolda kalmayı sağlayacak adımları hayata getirebilmek, geri
bildirim süreçleri ile ilerleme adımlarında insanı teşvik edebilmek ve daha pek
çok sorumluluk ve liderlik gerektiren davranışları sergileyebilmek bize düşen
önemli başlıklar.
Comentarios